URFALILAR ALIŞTI BAKALIM AVRUPA NE YAPACAK

Avrupa'nın zengin ülkeleri İspanya, Fransa ve Portekiz bu aralar bizim yıllardır çektiğimiz çileyi çekiyor: KARANLIK!

Elektrik kesintileri lüks semtleri, bankaları, hastaneleri felç etti. Avrupalılar şimdi öğreniyor elektriksiz hayatın ne demek olduğunu. Biz Urfalılar ise bunu yıllardır yaşıyoruz, kimsenin umurunda değil!

Bakın dostlar, şu "iklim krizi" dedikleri şeyin gerçek olduğunu inkar etmiyorum. Ama gel gör ki, bu kriz bahane edilerek milletin boynuna öyle bir tasma takıyorlar ki, sormayın gitsin! Avrupa'da şimdi "yeşil enerji" diye diye milleti karanlığa gömdüler. 

Bizim Urfa'da elektrik kesildiğinde kimse televizyona çıkıp "dünyayı kurtarıyoruz" demiyor en azından! Direk ya çalındı diyorlar, ya "kaçak kullanım çok" diyorlar, ya da "faturanı öde, elektriğin gelsin" diyorlar. 

Bizim millet elektrik kesintilerine o kadar alıştı ki, "jeneratör kültürü" diye bir şey oluştu aramızda. Her mahallede en az bir jeneratör, her akıllı esnafın dükkânında kesintisiz güç kaynağı... Gaz lambası stoku yapan teyzelerimiz, elektriğe bağımlı olmadan su motorlarını traktörle çalıştıran çiftçilerimiz var.

Avrupa'ya bak şimdi! Birkaç saatlik kesintide ortalık karıştı. Marketlerde yağma, bankalarda panik, hastanelerde felaket! Bu insanlar hazırlıksız yakalandı çünkü hiç düşünmediler böyle bir günü.

Bizim halk biliyor elektriksiz hayatın yolunu yordamını. Kışın elektrik yerine odun/tezek soba yakıp ısınmayı, yazın klima yerine "dam" palasta yatmayı, internet olmayınca komşuya gitmeyi... Peki Avrupalı ne yapacak şimdi? Birkaç gün daha böyle giderse göreceksiniz, o "medeni" insanlar nasılda birbirini yemeye başlayacak!

Şimdi size açık açık soruyorum: Bu "iklim krizi" gerçekten de doğayı korumak için mi gündemde, yoksa insanları yeni bir düzene alıştırmak için mi?

Düşünün bir kere: Avrupa'da insanlar elektrik kesintileriyle "kısıtlı enerjiye alışmaya" zorlanıyor. Yarın öbür gün diyecekler ki "haftada şu kadar saat elektrik kullanabilirsin, çünkü karbon ayak izin fazla". Sonra "şu kadar kilometre yol yapabilirsin arabanla". Derken "evini şu sıcaklıktan fazla ısıtamazsın". Diyecekler.

Bu gidişin sonu "Yeşil Kimlik" dedikleri elektronik izleme sistemi! Her hareketini, tüketimini, nefes alışını bile kontrol edecekler "dünyayı kurtarma" bahanesiyle!

İşte tam da bu kargaşa ortamında, "yeşil enerji tek çözüm" diyerek milletin özgürlüğünü kısıtlayacak yasaları bir bir geçirecekler.

Bizim elektrik kesintilerimiz teknik arızadan ya da ödenmemiş faturalardan. Onlarınki ise planlı bir "toplum mühendisliği" projesi!

Hem Avrupalılara hem de bizim insanımıza sesleniyorum: Bu "yeşil" oyuna kanmayın! Evet, çevreyi koruyalım, ama özgürlüğümüzü de bu küresel akla bırakmayalım. 

Allah hepimizi bu "yeşil" maskeli küresel oyundan korusun!