Kooperatifler, toplumun ekonomik ve sosyal anlamda dayanışma içerisinde kalkınmasını hedefleyen, kâr amacı gütmeyen demokratik yapılardır. Kooperatifler, ortaklarının ihtiyaçlarını karşılamak ve onların ekonomik gelişimine katkı sağlamak amacıyla kurulurlar. Kooperatiflerin sağlıklı işleyişi için yasal çerçeveler içinde hareket edilmesi gerekir. İşte tam da bu noktada, pek dikkat edilmeyen bir konu devreye giriyor: Bağdaşmayan görevler ve bunlara ilişkin yaptırımlar.
Kooperatiflerin kuruluş ve işleyişine dair esaslar, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ile düzenlenmiştir. 1969 yılında yürürlüğe giren bu yasa, hâlen tüm kooperatifler için temel bir kanun ve başvuru kaynağıdır. Kanun; yönetim kurulu, denetim kurulu ve genel kurul gibi organların görev, yetki ve sorumluluklarını da tanımlar.
Kooperatifin yönetim kurulu, icra organı olarak görev yapar ve kooperatifin faaliyetlerini yürütür. Denetçiler ise, genel kurul adına tüm işlem ve hesapları denetlemekle yükümlüdür. Ancak burada kritik bir nokta vardır: Yönetici ve denetçilerin görevleriyle bağdaşmayan başka görevlerde bulunmalarını yasaklayıcı hükümler söz konusudur.
Bununla ilgili olarak Kooperatifler Kanunu’nun Ek Madde 3 çok net bir çerçeve çizmektedir. Buna göre, kooperatiflerin ve üst kuruluşlarının yönetim kurulu üyeleri ile denetçileri; bu kuruluşlarla bağlantılı şirket, vakıf ya da teşekküllerde yönetici, denetçi ya da personel olarak görev alamazlar. Hatta sadece kendileri değil, eşleri ve ikinci dereceye kadar, ikinci derece dahil kan ve kayın hısımları (kendisinin veya eşinin anne, baba, çocuk, torun, kardeş, büyük anne ve büyük babaları) da bu yasak kapsamındadır. Bu kişiler, aynı şekilde kooperatifle bağlantılı yerlerde personel olarak veya başka bir şekilde ücretli olarak işe alınamazlar ve görevlerde bulunamazlar.
Kanunla sorumluluk denetçilere verilmiş ve söz konusu hükümlere aykırı uygulamaların denetçiler tarafından araştırılması ve bunun titizlikle denetlenmesi gerekir.
Denetçiler, bağdaşmayan görevleri araştırmak ve tespit ettiklerinde bunu belgelerle kayıt altına almakla yükümlü olup, gerekli işlemlerin yapılması için yönetim kuruluna bildirmeleri gerekmektedir. Aksi halde, bu araştırma yükümlülüğünü yerine getirmedikleri takdirde yaptırımla karşılaşmaları kaçınılmaz olacaktır. Kooperatifler Kanunu’nun Ek Madde 2/3 uyarınca, bu yükümlülüklerini ihmal eden denetim kurulu üyeleri; bir aydan dokuz aya kadar hapis cezası ve otuz günden üç yüz güne kadar adlî para cezası ile karşı karşıya kalabileceklerdir.
Kanuna göre, kooperatif veya üst kuruluşlarda yönetim kurulu üyeliğine ya da denetçiliğe seçilen kişiler, eğer seçim sırasında hâlihazırda bağdaşmayan bir görevde bulunuyorlarsa, bu görevlerinden ayrılmadıkları takdirde, seçilmeleri geçersiz sayılacaktır. Bu durumda boşalan yönetim kurulu üyeliklerine ve denetçiliklere yedekleri çağrılacak, bu yolla da boşalan üyeliklerin doldurulamaması durumunda, bu süreç genel kurulun yeniden toplanması ve yeni seçimlerin yapılmasına kadar uzayabilecektir.
Dolayısıyla, denetçilere getirilen cezai sorumluluk yanında, yönetici ve denetçilerin organ üyeliğine seçilmeye ilişkin işlemlerinin de hükümsüz kalması söz konusudur. Bu nedenle kooperatif denetçileri ve yöneticileri cezai sorumluluk ve organ üyeliğini kaybetmekle karşı karşıya gelmek istemiyorlarsa, bağdaşmayan görev alma yasağına uygun hareket etmeleri kendilerinin faydasına olacaktır.