MISIR VE FİRAVUN'LAR!

Mısır'da tarihin, hemen her döneminde, bir veya birkaç tane Firavun çıkıp toplumun başına bela olmuşlar. Tümü de acımasız, gaddar, zalim, inkârcı ve riyakâr... Bazen de, başka güçlere; kukla, tasmalı, satın alınmış, bukalemun ve kılıbık... Bu günkü Mısır'ın başında bulunan Sisi ve onun İsrail'e bey'atlı askerleri gibi. Her halü karda, Mısır firavunları, zalimlere merhametli; mazlumlara karşı acımasız ve şedid olmuşlardır. Bugün olduğu gibi. Dün Kral Faruk, Cemal Abdunnasır, Enver Sedat, Hüsnü Na-mübarek; bugün Abdülyahudi Sisi ve emrindeki maymun iştahalı acımasız tilmizleri! Mantık ve karakterleri hiç mi hiç değişmedi. 

Gazze ablukasını kırmak için, Cezayir'den, Libya'dan, Tunus'tan, Türkiye ve Çad olmak üzere; Avrupa'nın birçok noktasından insanlar küresel yürüyüşü başlatırken; önlerindeki engel büyük engeli uine Mısır Firavun'u, ABD ve İsrail uşağı olan Sisi'nin emrindeki güçlerin olduğunu görüyoruz... Şaşırdık mı? Hayır! Sisi'nin coplu köpekleri, Kahire hava alanında insanlara en ağır fiziki ve psikolojik işkenceleri reva görmekten hiç çekinmediler, çekinmiyorlar...

Kimini gözaltına alıp derdest etti. Kimilerini de saatlerce daracık odalarda aç ve susuz bırakmakla vaz geçirmeye çalıştı. Kimilerini de deport edip sınır dışı etti. Mısır Firavunları, dün olduğu gibi bugün de yarın da mahşeri vicdan taşıyan kim varsa hepsine düşman, ama gâvur oğlu gâvurlara dost, kukla ve itlik yapmaya devam ediyorlar. Pek yakında, Rabbim; onların da sonunu getirecek bir Musa çıkaracaktır inşallah. 

Dün Kızıldeniz'de boğulan Firavun ve ordusu, bugün Akdeniz'de veya Nil Nehri'nde boğulacaklaralardır inşallah... Zalimlerin zulmü de bir yere kadardır. Nemrut’a ve yeryüzünün müstebitlerine kalmayan dünya, Sisi ve tasmalı askerlerine de kalmayacaktır. 2010 da Mavi Marmara gemisini engelleyip dokuz kardeşimizi şehit eden İsrail çeteleri, yaptıkları yanına kâr kaldığını görünce; şirretliğinin yelpazesini genişletmeye başladı. Vicdan gemisi, Suriye ve Lübnan saldırılarına yoğunlaşan İsrail; hızını almadan sağa sola saldırmaya devam etti, ediyor.  Madlen gemisinin ön iki aktivistini esir alıp küçücük gemiye el koyan İsrail; tüm cesaretini İslâm topraklarında ümmetin başına bela olmuş batı uşağı yöneticilerden aldığını bilmeyen yoktur...

Gelinen noktada bakıldığında, şimdi Gazze için yürüyen yüz binlerce vicdanlı insanı engelleyen Mısır/Sisi; İsrail'in sınır karakolu görevini yaptığını görüyoruz. Ama korksunlar ve kendilerine delik arasınlar, bu kadar insanın Gazze için yollara düşmesi; yeni bir direnişin işaretleridir. Ve artık dünya yeni bir sürece doğru yol alıyor. İnsanlığın vicdanını zorlayan merhamet kıvılcımları, büyük bir yangına dönüşüp; zulümle âbad olamaya çalışanları yakıp yıkacaktır. Zalimlerin saltanatları, mazlumların elleriyle yıkılacağı günleri görmemiz niyazımdır. Doğru yerde, doğru adreste yer almayı bilelim. Kim olursa olsun, zalimin karşısında; mazlumun yanında yer almaktan asla vaz geçmeyelim. Unutmayalım ki, insanlığın kurtuluşu, dünyanın huzuru; İslam'ın yeryüzüne egemen olmasına bağlıdır. Bu da yeniden Hilâfet Müessesesinin ikame edilmesiyle mümkün olacaktır. Gazze'nin ve Kudüs'ün özgür olduğu günleri, hep birlikte görmek niyazıyla. Vesselam.