YAŞADIĞIMIZ COĞRAFYA- GELECEK VE TÜRKİYE

İbni Haldun, “Coğrafya Kaderdir” derken o kadar haklı ve kesinkes bir şekilde söylemiştir ki kaç yüzyıl önce var olan bir mantık bugünde kendisini diri tutmaktadır. Coğrafyamız, Ortadoğu’dur. Kaderimiz de eğer gözümüzü açmazsak diğer Ortadoğu ülkeleri gibi olacaktır. Türkiye, Kara Kuvvetleri olarak dünyanın belki de en iyisi diyebileceğimiz bir ülke konumunda olduğunu “Bırakın gelsin İsrail, biz İran’a, Irak’a benzemeyiz” sözleri basiretsizce söylenmiş sözcüklerden başka bir şey değildir. Evet, güçlüyüz, Bordo Berelilerimiz, Komandolarımız, Jandarmalarımız ve daha nice Mehmetçiğimiz vardır. Ancak kara savaşı artık bitmiş vaziyettedir. Teknoloji savaşı gün yüzüne çıktığı için artık gökyüzünden tonlarca ağırlıktaki bombaları bırakıp binlerce insanın katledilmesi ve öldürülmesi basitleşmiştir. Sizce uçaklara karşı kara kuvveti ne kadar etkili olacaktır? Yetersizdir. Gelişmemiz farzdır.

En açık tabirle Suriye, Irak ve yakın zaman önce pimi çekilmiş olan İran’ın ABD destekli İsrail tarafından ezici bir zulme, yenilgiye uğratılmasının sebebi kuşkusuz bu ülkelerin kendilerini yeterli seviyede geliştirememiş olmasıdır. Ortadoğu’da İsrail ile savaşa girip İsrail’den güçlü olup savaşın gidişatına bakılınca yenilgiye uğrayan devlet İran, bugün Ortadoğu’da caydırıcı bir ekonomi ve güçlü bir füze sistemine sahiptir. Ama yeterli değildir. Ve yetmemektedir. Savaşlar, istihbarı bilgiler sayesinde kazanılır. Maalesef ki İran, ülkesi içinde satılmış ve MOSSAD’a ajanlık yapan şahısları fark edemediğinden veyahut fark edilip fark edenlerinde anında ortadan kaldırılması ile büyük bir kan kaybetmiştir. İran’ın en büyük eksiği istihbarat ve korkaklık yapmasıdır. Çokta güvenilecek bir ülke olamamasıyla beraber Siyonistlere attığı bir tane füze dahi Gazze’nin üzerinden bir bombayı eksiltiyorsa bunun için dahi İran’a Müslüman ve doğu güçleri destek vermelidir.  İsrail’in İran’a saldırmasının üç büyük sebebi bulunmaktadır. Birincisi yakın zaman önce İran’ın geliştirdiği uranyum sayesinde büyük çoğunluğunu bitirip sona geldiği nükleer bomba yani atom bombası üretmesi yaklaşmış olup kendisi için tehdit olarak görmesidir. ABD, Ortadoğu’da İsrail dışında nükleer hiçbir gücün olmasını istememektedir. İkinci sebepse İran’ı diğer ülkeler gibi bölmektir. Üçüncü ve bizi ilgilendiren en önemli sebep Büyük İsrail projesiyle asıl hedefin Türkiye olmasıdır. 

Bu nedenledir ki;

Türkiye'nin caydırıcı güç olması gereklidir.  Caydırıcı güç olabilmek içinde nükleer başlıklara ihtiyaç vardır. Ve bu sistemi çok gizli şekilde yürütüp meydana getirmelidir. Gelecek nesillerin bekası, güven ortamında yaşaması, başkalarının tehditleri altında kalmaması için Nükleer başlıklar farz olmuştur. Geliştirilen İHA, SİHA, KAAN, KIZILELMA gibi yüksek seviye teknoloji yardımı ile savunma alanında bir noktaya varıldığımız söylense de bunun yetersiz olduğunu yukarıda adı geçen üretilmiş milli savunma araçlarımızla entegre etme yolu ile nükleer başlıklar üretilmesi kendi kendimize yetip kaygılı ve tehditli bir hayat yaşamanın önüne geçilmesi için önem atfetmektedir. Mersin, Akkuyu Nükleer Enerji santrali başta olmak üzere diğer yapılmakta olan bütün nükleer enerji santrallerin hızlandırılması gereklidir. Bir husus daha da şudur ki; Nükleer enerji mühendislerimizin devletin korumasında olup gözümüz gibi bakmamız gerektiğini hatırlatmakta fayda bulmaktayım. Kötü komşu insanı ev sahibi yapar demiş eskiler. Bizde Siyonistlerin tehdidi için bütün dünyanın bize karşı tehdit oluşturmaması adına caydırıcı bir güç olmak zorundayız. Bir atom bombamız olmalı, yüzlerce nükleer başlığımız, bu değildir ki herkese atmalı, bizi tehdit edene ucunu gösterince yerinde oturacağını Kuzey Kore, ABD arasında Rusya, ABD arasındaki polemikten anlaşılmaktadır.  Rabbim, insanlığa zulüm eden her kim varsa kahhar ismiyle kahreylesin. Müslümanları muzaffer kılsın.