SAVAŞ

İsrail-İran savaşı. Altıncı gününde devam ediyor. Müslüman olan, daha doğrusu vicdanlı olan herkesin İran'dan yana olması elzemdir. Nükleer silahlar, molla rejimi bunlar bomboş bahanelerdir. Onların istediği demokrasi, insan hakları falan değil, kayıtsız şartsız itaat ve teslimiyettir. Bunu yapan diğer sünni ülkelerin hiçbirinde demokrasinin ve insan haklarının esamesi yok. İslam ülkeleri içerisinde erkekçe itiraz eden, susmayan, ses veren, boyun eğmeyen, dik duran tek ülke İran. 

İran'ın sünniler açısından en büyük talihsizliği şia olması. Selefilere göre İran İsrail'den daha tehlikeli bir devlet. İran'a göre de selefi ve bütün türevleri Amerikan uşağı. İran ağzıyla kuş tutsa, İsrail'i yerle bir etse sünni dünya nezdinde muteber bir devlet değildir ve asla olamaz. Dünyanın ilk beş yüz üniversitesi arasında bizim tek üniversitemiz yok, İran'ın beş-altı üniversitesi var. İran sineması, kültürü, sanatı, entelektüel dinamizmi, irfani derinliği keza bizde yok. Başka hiçbir İslam ülkesinde yok. 

Celal Şengör'e hak vermemek elde değil. Şöyle diyordu Şengör: "İranlılar çok kültürlü insanlardır. İran şu anda Türkiye'den ileridedir. Türkiye, bir şeye dönüşecekse ancak Afganistan olabilir. İran bu mollaları kabul ediyor çünkü İran'da saygı duyulan bir molla ve ruhban sınıfı vardır. Yani, dinde görevli olan alim adamlar var ama Türkiye'de böyle bir şey yok. Türkiye'de diyanet dediğin yer boş insanlardan oluşuyor. İran'da ise durum farklıdır. Dolayısıyla bizim İran olmamız mümkün değildir; alttan da mümkün değildir, üstten de mümkün değildir. Biz İran'a inemeyiz çünkü bizim önce İran'a çıkmamız gerekir." 

Ehl-i Beyt geleneği çok farklı ve canlı bir gelenek. Eski cumhurbaşkanı Ahmed-i Nejat'ın sade hayatına bakın bir de bizim Cübbeli veya menzil şeyhinin yaşadığı şatafatlı hayata bakın. Ehl-i Beyt terbiyesi dediğim gibi bambaşka bir terbiye. Bence mehdi gelecekse şayet kesinlikle bu gelenek içerisinden gelmeli. Ali Şeriati, Mutaharri, Suruş, Şayagen gibi zekalar yetiştiremedik. Bizim cemaat ve tarikat çevrelerinde iflah olmaz bir İran düşmanlığı var. Bunun çaresi yok. Tarihsel kökleri çok derinlerde. Onlarca sünni devletin İsrail ve ABD karşısındaki tezellüllüne karşılık tek başına İran'ın izzeti ümmet için bir iftihar vesilesidir. İran'ın iç sorunları yok mu? Hem de çok. Ama bugün bunları konuşarak zımnen İsrail'in ekmeğine yağ sürmenin zamanı değil.

Said Nursi merhum şöyle diyordu: "Ben tokadımı Antranik ile beraber Enver'e vurmam. Nazarımda vuran da sefildir." Naçizane ben de diyorum ki: "Ben tokadımı Natenyahu ile birlikte Hamane'ye vurmam. Nazarımda vuran da sefildir ve rezildir."