UYUŞTURULAN GENÇLİK Mİ GELECEK Mİ?

 

İnsan hayatı boyunca iradesi sayesinde aldığı kararların mükâfatı ve bedelini öder. İrade, insanı diğer tüm canlı ve varlıklardan ayıran yegâne cevherdir.

İradesini kaybedenler genel manada ya divaneler ya da ölülerdir. Bu minvalde yaşadığımız çağda insan, anlam arayışı içerisinde iradesi ile kendi kendine verdiği birçok zarar mevcuttur. Bu zararların başındaysa yakın zaman önce kendi canına kıyan eski Diyanet mensubu arkasında Müslümanlar'ın namaz kıldığı bir şahsiyetin düşmüş olduğu uyuşturucu batağından dolayı kendi canına kıymasıdır. Bu kardeşimiz nasıl uyuşturucuya düştü, neden düştü, ne derdi vardı da düştü demek yerine "tüf imam bile düşmüşse cemaat bilmem ne yapar" mantığı imamın dahi bir insan olabileceği gibi hata payının insanın fıtratına uygun bir durum olduğunu anımsatmakta insanlık görevimizdir. 

Uyuşturucunun ülkemize verdiği zararın faturası ölçülmeyecek kadar kabarıktır. 

Nice insanların canına kıyması, nice yuvaların dağılması, nice ana ve babaların evlatlarından mahrum kalması daha nice içimizi cızlatan acı durumların müsebbibi olmuştur. 

Gelelim, kişilerin uyuşturucuya neden düştüğü ve bu minvalde neler yapması gerektiği meselesine! 

Daha önceki UYUŞTURUCUYA HAYIR başlığı altında Ajansurfa ve Gazeteipekyoldaki yazımda da belirttiğim üzere kişinin uyuşturucuya düşmesinin en önemli sebebi geçim derdi ve kötü arkadaş seçiminden başkası değildir.

İnsan, iradesinin efendisi olmazsa iradesinin kölesi olmaktan kaçamayacağını bilmelidir. Kolay yollardan zenginlik, çevrenin baskısı, bir kereden bir şey olmaz muhabbeti ile birçok vatandaşımız maalesef ki uyuşturucu batağına düşmüş vaziyettedir.

İradeyi kaybettiren her şey haramdır. Alkol de uyuşturucunun aynısıdır. Tek farkı devletin müsaadesi olarak satılmaktadır. Çünkü vergi kazanılmaktadır. 

Savaş açmamız gereken en büyük düşmanlardan birisidir uyuşturucu. 

Umudumuz olan gençliği bitirmeye yeltenilmiş bir operasyondur uyuşturucu. Gençlikten bahsederken son dönemlerde yaşını başını alıp bu merete bulaşan vatandaşların sayısında artış görülmesi de bizi derinden üzmektedir. 

Uyuşturucunun parası terör örgütlerinin cebine girdiğini unutmamak gerekir. Hazâkat bir şekilde ülkelerin ki özellikle ülkemizde ciddi manada uyuşturucu kullanma yaşı arasındaki güncellenme bizleri ciddi manada üzmektedir. Bunun sebebiyse gençlerin izlediği mafya vari filmler, diziler aracılığıyla uyuşturucuya, çeteciliğe ve şiddete yöneltilmesidir. 

Bu illete düşen tüm kardeşlerimizin yakınlarına söylemek istediğim birkaç hususu sıralamak isterim;

Bağımlı olan yakınınızı kendinizden uzaklaştırmanız, onu dışlamanız onun o illete daha çok buluşmasına sebep olacaktır.

Şiddet ve aşağılayıcı bir yaklaşımla yaklaşmanız onun size karşı bir siper almasına, düşman bakışı oluşturmasına sebep olacak ve neticesinde zararla karşı karşıya kalacağınızı hatırlatmak isterim. 

Onları karşımıza alıp ilk başta içine düştükleri durumun insan olan herkesin hata yapacağını ve önemli olanın hatayı telafi edip hatadan dönmek olduğunu belirtilmesi bağımlı kişinin de bağımlılığını kabul etmesi kurtuluşun kapısıdır. 

Kullanan birisi şayet bağımlı olduğunu kabul etmiyorsa içmeye devam edeceğini unutmamalıdır. 

Bırakmak için kabul edip arkadaş ortamını değiştirmek çok önemlidir. 

Valiliklere müracaat edilmesi işinizi daha çok kolaylaştıracağını hatırlatmakta fayda vardır. 

Yetkili makamlarımızsa özellikle şehrimiz Şanlıurfa'da artış göstermiş olan işsizlik ve genellikle bunun sebep olduğu söylenen uyuşturucu bağımlılığı için seferberliği artırıp her köşe başında tedbirleri artırarak vatandaşı her gün gerekirse yerel yayında yerel gazetelerde ve Mavi Tanıtım billboardlarında bilgi paylaşımı yaparak bilgilendirmesi bir nebze de olsa mücadelenin boyutunu artırmış olacaktır. İşsizlik sorunu içinde yerel yönetimimiz üst makamlardan taleplerde bulunup şehrimizin iş istihdamını artırmalıdır. 

İnsan, yalnızca madde bağımlılığı için değil bütün bağımlılıklar adına kendini geliştirip tedavi yöntemlerini öğrenmelidir. 

Ve en önemli hususlardan bir diğeri ise devletimizin yaptığını düşündüğüm ama yetersiz kaldığını söylemek istediğim uyuşturucu satanlara verilen ceza ve yaklaşım şekilleridir. Daha caydırıcı ve daha yaptırıcı cezalar bu meretin ülkemize girişi ve yayılmasını sekteye uğratacaktır. 

Beyni uyuşan bir toplumun asla bir geleceği olmayacaktır. 

Bu kötü yola düşen bütün insanlar bizim vatandaşlarımız ve kazanmamız gereken belki de birçok hünere sahip ustalardır. 

İran'ın ikinci dünya savaşında yaptığı mantıkla ilerlenmesini tavsiye etmekteyim. Bugün ki nükleer gücü o gün dünyaya soykırıma uğradığı söylenilen Yahudilerden bilgi, mühendis ve gelişmiş şahıslara kapısını açarak elde etmiştir.