İnsanın mana arayışları ve kendini ait hissettiği yerlere doğru arazları vardır. İnsan, hayatının içinde yer alan arazlar sayesinde içindeki cevheri ortaya çıkarır. Bir insan istenmediği yerde ne kadar zorlanırsa zorlansın bir vakitten sonra durmak istemeyip bulunduğu yere rahatsızlık vermeye başlar. İstediği yerdeyse, cevheri öyle ışıldar öyle parlar ki gözlerin manasını ortaya çıkarır. Hülasa insan sevdiği işi, istediği şeyi, olmak istediği kişi, var oluş gayesini içinden gelmesi münasebetiyle daha manalı oluşturur.
Eksiksiz, gediksiz ve sorunun en aza inmiş şekilde bir var oluş meydana gelir.
Cevher ve Araz nedir? Cevher insanın ışığıdır. Araz ise o ışığın belirtileridir.
Cevher, insanın kendini kanıtladığı, kendini rahat ve huzurlu hissettiği bir mâsivadır.
İnsanın cevheri arazları sayesinde ortaya çıkar. Bir çocuğun istidat-tı merhalesi sayesinde onun nereye ait olduğunu keşfetmeniz ve onu oraya yönlendirmeniz filhakika en doğru karar olacaktır. Lakin cevhere erişmek öyle sanıldığı kadar kolay değildir. Üstat Sezai Karakoç’unda söylediği üzere “Cevher harda insan darda işlenir.” Cevhere ulaşmak için var olan çeşitli zorlu arazların üstesinden gelinmesi elzemdir. İnsan, sanmak kökünden meydana gelmiştir. Cevherim budur diyerek en sonunda zamanını çöp etme gibi bir zamansal israfa yol açabilir.
Zamansal israfın ve bulunduğu yere aitlik duygusunun dışında sırf maddi istek ve ekonomik refah için yapılan her iş veyahut ömrü hep para kazanmak için geçirmek insanı huzura eriştirmeyeceği gibi en sonunda kazandığı maddi şeylerin çoğunu psikolojik ve fizyolojik sorunlarını gidermek için harcama durumunda kalmaktadır.
İnsan, kendini ait hissetmediği yeri güzelleştiremeyeceği gibi olduğu yeri de kötüleştirebilen bir varlıktır. Okullarımızda zorla bir çocuğun bir şeyler öğrendiğini gören olmamıştır. Öğrenmişse dahi o öğrendiği şey ne çocuğa ne de başka bir insana fayda veyahut mana sağlamaktadır. Bundan dolayıdır ki ülkemizin en büyük sorunlarından biri olan işsizlik sorunu meydana çıkmış olup icazetnamesini almış binlerce on binlerce hatta yüzbinlerce üniversiteli genç bu durumdan ihtiva etmiş olup sorun yaşamaktadır.
Neden?
Çünkü toplumda istidat arazlarını keşfetmeden sürü psikolojisi ile bir gencin geleceğine gencin kendisi değil de toplumun görüşleri ve ülkenin ekonomisi belirlemiş olmasındandır.
İyi bir mühendis olacak bir gencin aile baskısı ve belirlemiş oldukları kendi istekleri kapsamındaki namzediyle o varoluş noktasındaki arazlardan anlaşılmamış olmasıyla birlikte bir cevherin yanmadan sönmesine sebep olunmuştur. Ondan sonra işini doğru yapmayan, iş yerinde hep tatsız, asık suratlı, muhabbetinden çekinilen, evine döndüğünde sanki ringe çıkıp dayak yemiş bir boksörün yüz ifadesi ile karşılaşılır.
Bunun en büyük sebebi cevherinin belirlenmesindeki arazların göz ardı edilmesidir. Diğer bir hususa bir insanın gönül işindeki cevhersizliktir.
İnsan, kendisine karşı bir duygu beslediği tüm eşyalara onsuz olunmayacağını, onun dışında bir şey istemediğini söylemesiyse yaşanılmış olan birçok kötü arazın sebebidir. Çünkü uçup giden, yok olan, değişen, hevesle meydana gelen şeyler İbrahim A.S’ ın Rabbini araması mantığıyla düşünülmelidir. Onsuz yapılmayacak iki şey umut ve Mevla’nın rızası olmalıdır.
Mevla’nın rızasının kazanılıp kazanılmadığı da bellidir. İnsan, Mevla’nın rızasını cevhere benzetmelidir. Cevherin parlaması arazları yerine yani Mevla’ya karşı görev ve sorumluluklarını yerine getirmiş demektir. Aksi durumda cevheri yanmadan sönmüş olma durumu yeni yukarıda bahsettiğimiz gibi elzemdir.