KUR’AN ÖĞRENMEDE İLAHİ DESTEK

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Peygamberimiz (ASV) kendisine gelen vahyin bazı kısımlarını kaçırmaktan endişeleniyordu. Bu nedenle hemen ezberlemek için, tamamlanmasını beklemeden alelacele diliyle tekrar ediyordu, Bunun üzerine Yüce Allah vahiy sırasında nasıl davranması gerektiğini indirdiği ayetlerle peygamberimize bildirmiştir. Ayetlerde şöyle buyrulmuştur: “Onu (vahyi) çarçabuk almak için dilini onunla hareket ettirme. Şüphesiz ki onu toplamak ve okumasını sağlamak da bize aittir. O halde onu okuduğumuz zaman sen onun okunuşuna tabi ol (takip et). Sonra onu açıklamak da bize aittir.” (Kıyâme, 16- 19.)

Ayetlerde kısaca anlatılmak istenen mana tefsirlerde şöyle açıklanmıştır: 

"Ey Peygamber! Kur’an'ın vahyi sana geldiğinde, 'ondan bazı şeyleri kaçırabilirim' şeklinde bir telaş ile dilini alelacele hareket ettirip tekrara girişme. O vahyi göğsünde cem etmek ve kıraatini dilinde sabit kılmak bize aittir. Öyleyse Cebrail’in diliyle onu sana okuduğumuz zaman, sen de onun okunuşunu takip et, ona tabi ol. Sonra, Kur’an’ın anlaşılmakta zorluk çekilen kısımlarını manalarını açıklamak da bize aittir.” 

Şu halde Kur’an’ın ezberlenmesi, okunması ve beyanı yani anlaşılır şekilde açıklanması olarak bildirilen bu üç husus ilahi desteğe matuftur, Yüce Allah’ın işidir. Kulun Kur’an-ı Kerim’i öğrenme ve ezberlemeye yönelik gayreti, Yüce Allah’ın desteğini talep etmektir. Başka bir ifadeyle fiili bir duadır.

Mealini verdiğimiz 17. ayetin “Şüphesiz ki onu toplamak ve okumasını sağlamak da bize aittir.” Cümlesi özelde peygamber (ASV)’a hitaben olsa da genelde Kur’an öğrenmeye ve okumaya çalışan tüm müminlere yöneliktir. Burada gösteriyor ki Kur’an-ı Kerim'i okumak veya ezberlemek yalnız ve yalnız Allah'ın inayeti iledir, kişinin kendi çabası sadece o inayetin kapısını çalmaktan ibarettir. 

Koskocaman bir kitabın bütününü ezberlemek veya onun dilini bilmeyenlerce çok kısa sürede okumasını öğrenmek hiçbir zaman kişinin kendi çabasıyla değildir. Onun içindir ki tekrarlanmayınca ve ilgi gösterilmeyince unutulmaktadır. İlgisi zayıflayan ve bir süre okumayı ihmal eden kimsenin hem ezberinden çıkmakta hem yüzünden okumasını unutmaktadır. Kişi Kur’an’la ilgisini zayıflatınca veya kesince Cenab-ı Hak da bu okuma ve ezberleme desteğini çekmektedir. Bu nedenle çocuklukta bile öğrenilmiş sureleri unutabilmektedir. Oysa çocuklukta yaşanan hatıralar, elde edilen bilgiler ne olursa olsun unutulmuyor. Alzheimer hastalığıyla hayatının çoğu safhalarını unutan bir kimse, çocukluğunda yaşadıklarını unutmamaktadır. Rahmetli teyzem ömrünün son bir-iki yılında alzheimer hastalığına yakalanmıştı. Kendi canından çok sevdiği ve değer verdiği oğlunun adını dahi unutmuş, onu tanıyamaz olmuştu.  Biricik kızının adını dahi hatırlayamıyordu. Son günlerinde gözünü kapatınca açmayı, açınca kapatmayı unutuyordu. Ama ezberindeki Kuran surelerini yanlışsız, takıntısız okuyordu. Tabii ki bu durum, kuvvetli imanının etkisiyle olmakla beraber, Kur’an okuma ile ilgili ilahî desteğin de açık bir kanıtıdır. Buna karşılık birçok kimsenin, Alzheimer olmadıkları, zihnen ve bedenen sağlıklı oldukları halde, Kur’an’la ilgilerini kesince veya okumayı ihmal edince en çok bildikleri çocukluktan ezberledikleri kısa sureleri dahi unuttukları görülmektedir. Bununla ilgili olarak her bir okuyucumun rastladığı, şahit olduğu örnekler de mutlaka vardır. Bu da Kur'an öğreniminde büyük bir ilahi desteğin bulunduğunu gözler önüne sermektedir.

19. ayet olan “Sonra onu açıklamak da bize aittir.” İfadesi, Kuran tefsirinin dahi vahiyden bağımsız düşünülemeyeceğini, Allah’ın elçisi olarak bizzat Allah tarafından yetkilendirilmiş, İlahî gözetim altında Kur’an’ın bütün açıklaması kendisine öğretilmiş ve uygulaması yaptırılmış olan Peygamber (ASV)’ın beyan ve uygulamasının esas alınması gerektiğine işaret emektedir. Kur’an’ın doğru anlaşılmasında yapılan açıklama yani tefsir, dahi rastgele veya bir takım kişisel heveslere yahut beşeri bulgulara dayalı bir iş değil kaynağını Allah’a dayanan bir iş olmalıdır. Bu itibarla Kur’an’a veya sünnete dayanmayan, sünnetten bağımsız yapılan bir tefsir, Kur’an’ın beyanı değildir, batıldır, yanlıştır, bidattir.

KUR’AN ÖĞRENMEDE İLAHİ DESTEK

İptal

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

0 Yorum

Daha fazla gösterilecek yazı bulunamadı!

Tekrar deneyiniz.