Şanlıurfa’da, hatta tüm memlekette bir şey moda oldu: Yalakalık yapana “kaliteli gazeteci”, doğruları söyleyene “ajan” diyorlar.
Yahu kardeşim, biz ne zaman bu kadar yüzsüz olduk?
Birilerinin hiç olmayan hizmetini “devrim gibi proje” diye pazarlarsan el üstünde tutuluyorsun. Belediye başkanının ana yola döktürdüğü üç beş araba asfaltı, sanki Mars’a yol yapılıyormuş gibi haberleştirirsen, başkan seni ayakta alkışlıyor.
Ama...
Eğer sen gerçekten gazetecilik yaparsan...
Halkın bilmediğini gün yüzüne çıkarırsan...
Siyasetçinin yüzüne ayna tutarsan...
STK görünümlü saadet zincirlerinin foyasını belgeleriyle ortaya koyarsan...
İşte o zaman “tehlikeli” "Ajan" oluyorsun!
Neden mi?
Çünkü bu memlekette doğruyu yazmak suç!
Yalakalık matah, yalan, yağcılık malesef her geçen gün daha fazla itibar oldu.
Bir atasözü vardır:
“Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.”
Biz artık onuncu köyü aramaktan yorulduk. Ama pes etmiyoruz. Çünkü biz birilerine yaranmak için değil, halka yaranmak için kalem tutuyoruz. Çünkü bizim kalemimiz, kimsenin reklamı için değil, halkın geleceği içindir.
Bu topraklarda halen onuruyla yaşayan gazetecilere, yazarlara, sanatçılara, hakkın yanında duran STK temsilcilerine selam olsun.
Varsın siz bizi susturun, biz halkın vicdanında konuşmaya devam edeceğiz!
0 Yorum