Şanlıurfa’da yaz demek sabah ezanında uyanıp gölge kovalamak, öğle vakti dışarı çıkmaktan imtina etmek ve akşamları balkonlarda serinleme hayalleri, kapanmayan klimalar ve soğuk meyan şerbeti gibi yöresel içecekler demektir. Ama her zaman serinlemek hayallerdeki gibi kolay olmuyor. Özellikle de sıcak havanın tüm bu etkilerinin yanında yoğun stres ve kaygıların da eklenmesi, durumu daha da zorlaştırıyor. Yaz sıcaklarında başka bir durumun da yakıcı olduğunu fark ettik: Ruh sağlığımız kavurucu sıcaklarda kavrulabiliyor.
Sıcak yaz günlerinde zaman zaman termometrelerin ellili derecelere dahi yükseldiği görülüyor. Bu denli sıcak havalar fiziksel yorgunluğa sebep olduğu kadar ruhsal yorgunluğa da yol açabiliyor ve bu konu pek konuşulmasa da sıcak havalar depresyonu tetikleyebiliyor.
Peki, sıcak havaların depresyonla ne ilgisi var? Aslında yaz mevsiminin, güneşli, açık ve temiz bir havanın, berrak bir gökyüzünün insan psikolojisi üzerine olumlu etkileri olduğunu biliyoruz. Böyle havaların, halk arasında mutluluk hormonu olarak da tabir gören, seratonin hormonunun salgılanmasını arttırdığını bilimsel verilerle net olarak görebiliyoruz. Seratonin hormonu; uyku döngüsüne büyük katkı sağlayan, canlı, zinde ve mutlu hissetmemizi sağlayan bir hormondur. Ancak Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin özellikle de Şanlıurfa’nın kavurucu yaz sıcakları bu bilgilerle pek de uyuşmuyor. Burada nem olmamasına rağmen bazen nefes almayı bile zorlaştıran hava sıcaklıklarıyla karşı karşıya kalınabiliyor ve bu durum fizyolojik ve psikolojik pek çok durumu tetikleyebiliyor.
2014 yılında Environmental Health Perspectives dergisinde yayımlanan bir araştırmaya göre hava sıcaklıklarının yüksek seyretmesi bireyde anksiyete, öfke düzeyinde yükseklik ve uykusuzluk gibi problemlere yol açabiliyor ve bu durum depresyona zemin hazırlıyor. 2018 yılında ise The Lancet Planetary Health verileri mevsim sıcaklarının yüksek olduğu dönemlerde intihar oranlarının da yükseldiğini gösteriyor. Ayrıca özellikle hava sıcaklıklarının 40 derece üstüne çıkması durumunda uyku kalitesini olumsuz etkilendiğini ve uyku kalitesinin düşüklüğünün depresyonu tetiklediği de bu veriler arasında yer alıyor.
Şanlıurfa’da yazın mevsim sıcaklıklarının normalden yüksek seyretmesi sosyal etkileşimde azalma, gece uykusuzluğu, gündüz halsizliği, bitkinlik, keyifsizlik ve yaşam doyumunun düşmesi gibi şikâyetlerin ortaya çıkmasına neden oluyor. Bu durum bireyi hissedilen bir depresyonun kollarına bırakabiliyor.
Peki, bu sıcak depresyonuna karşı ne yapabilirsiniz?
Öncelikle hayatınızda bir rutin oluşturun. İster klimalı bir odada ister serin bir balkonda her gün aynı saatte uyumak ve uyanmak canlı ve dengeli hissetmenizi sağlayacaktır. Gün içinde hafif egzersizler yapmak da yine ruh sağlığınıza katkı sağlayabilir.
Sıcak havalar insanın eve kapanmasına sebep olabilir. Bu süreçte yalnızlaşmamaya çalışın. Çünkü sosyal izolasyon depresyonu besler. Aile, komşu ve arkadaşlarla yapılan sohbet ve aktiviteler ruh sağlığınızı korumanıza katkı sağlayacaktır.
Yeterli su alımı ve dengeli hafif beslenmek de zihinsel yorgunlukla baş edebilmemizde etkili olacaktır.
Özellikle sıcak havalarda yorgun ve halsiz hissetmek, çökkün bir ruh hali içine girmek normaldir. Böyle hissettiğiniz zaman kendinize şefkatle yaklaşmayı, bu durumun normal ve geçici olduğunu kabul etmeyi deneyin.
Eğer ruh sağlığınız uzun süredir kötü gidiyorsa, önceden sizi mutlu eden şeyler artık keyif vermiyorsa bir uzmana danışmak en sağlıklı adım olacaktır. Ruh sağlığımız da beden sağlığımız kadar ciddi ve gerçektir.
Her gecenin bir sabahı, her mevsimin bir sonu vardır. Ve bazen en büyük serinlik bu durumun insana özgü ve geçici olduğunu bilmektir. Gölgeyi dışarda değilse bile, içinizde kurmayı deneyin. Eğer isterseniz orası serin kalabilir.
Kendinize nazik davranmayı unutmayın!