Kültür mozaiği Anadolu’nun incisi Şanlıurfa, yüzyıllardır sadece zengin mutfağıyla değil, aynı zamanda misafirperverliğiyle de anılan nadide şehirlerden biri. Urfalılar, nesiller boyu damak zevkini ustalıkla şekillendirmiş, birbirinden leziz ve besleyici yemeklerle sofralarını donatmışlardır. Bu lezzetlerin sadece tat olarak değil, aynı zamanda sağlıklı ve besleyici özellikleriyle de öne çıktığını belirtmek gerekir.
Ancak Urfa mutfağını eşsiz kılan sadece yemekler değil, bu yemeklerin paylaşılmasıdır. Anadolu kültürünün temel taşlarından biri olan misafir ağırlama geleneği, Urfalılarda özel bir anlam kazanmıştır. Rivayet edilir ki, bu misafirperverliğin kökeni, hiçbir öğünü misafir olmadan geçirmeyen Hz. İbrahim (A.S.)’a dayanır. “Halil İbrahim Sofrası” deyimi ise bu köklü misafir sevgisini özetler niteliktedir.
Günümüzde de Urfalılar, sofralarını çeşit çeşit yemeklerle donatıp misafirlerine en iyi şekilde ağırlamaktan büyük keyif alır. Toplu yemek yemenin verdiği o benzersiz mutluluğu bilen Urfalılar, özellikle her türlü toplantı ve kutlamalarını, baş tacı “Çiğköfte” olmak üzere yöresel lezzetlerle taçlandırırlar.
SÜPHA YEMEĞİ: PAYLAŞMANIN EN GÖRKEMLİ HALİ
Urfa’da düğün ve özel günlerin vazgeçilmez geleneklerinden biri de “Süpha”dır. Süpha, çok sayıda misafirin ağırlandığı geniş kapsamlı yemek organizasyonlarına verilen isimdir. Genellikle 300-400 kişilik hazırlanan bu ziyafetler, sadece akrabaları değil, yardıma muhtaç ve ihtiyacı olanları da kapsar; yani paylaşmanın ve dayanışmanın somut bir örneğidir.
Süpha sofrasında kuzu iç kaburga ve üzlemeli pilav ana yemek olarak sunulur; tatlı olarak ise zerde ikram edilir. Süpha yemeği, sabah saatlerinden başlayıp öğleden sonranın sonuna kadar devam eder. Ev sahipleri, misafirlerin rahatça gelip gitmesi için kapılarını sonuna kadar açar; gelen herkese ikramda bulunur, komşulara da mutlaka yemek dağıtılır.
Kaynak: MAHSUN GÜLHAN
0 Yorum