Yaklaşık bir hafta boyunca ailece zorlu koşullarda tutulan Ali Rıza Topkan, eşi ve dört çocuğu, kamuoyunda oluşan büyük destek ve Dışişleri Bakanlığı’nın devreye girmesiyle serbest bırakıldı.
Yedi Başak İnsani Yardım Derneği Bölge Temsilcisi olan Ali Rıza Topkan, eşi ve dört çocuğuyla birlikte geçtiğimiz günlerde Gazze’deki yaralılara destek olmak amacıyla Mısır’a gitmişti.
Ancak Kahire Havalimanı’nda pasaport işlemlerinin ardından Mısır güvenlik güçleri tarafından gözaltına alınan Topkan Ailesi, günlerce haber alınamaz şekilde alıkonuldu. Topkan yaşadıklarını Gazeteipekyol.com’a anlattı.
TOPKAN: HİÇBİR ŞEY PLANLADIĞIMIZ GİBİ GİTMEDİ
Ali Rıza Topkan, yaşadıkları süreci şu sözlerle anlattı:
“Ben Gazze’ye yardım etmek için ailemle birlikte Kahire’ye gittim. Oradaki yaralılara, özellikle protez ihtiyacı olanlara yardım ulaştırmak, nakdi ve gıda desteğinde bulunmak, onlarla muhabbet etmek, yanlarında olmak, moral vermekti niyetimiz. Ama hiçbir şey planladığımız gibi gitmedi… Pasaport işlemlerini yaptıktan hemen sonra Mısır polisi beni gözaltına aldı. Ne olduğunu anlamadan, elimden telefonumu istediler. O anda içime doğdu, ‘Eğer birine haber veremezsem burada kaybolurum’ dedim. Hızlıca Mısır’da yaşayan bir tercüman arkadaşıma mesaj attım. ‘Tutuklandım, lütfen aileme haber verin’ diye. Mesajı attıktan birkaç saniye sonra telefonum alındı ve bir daha da elime geçmedi.”
“TEK SUÇU BANA YARDIM ETMEKTİ”
Topkan, gözaltı sürecinde hem fiziksel hem psikolojik baskıya maruz kaldığını, ailesinden haber alamadığını belirterek şunları aktardı:
“Sonradan öğrendim ki o kardeşimiz mesajımı Türkiye’den Eyyüp Yaşar abiye ulaştırmış. Ve bu sayede Türkiye’de kamuoyu oluşmuş. Ama bunun bedelini o Tercüman kardeşim çok ağır ödedi…
Gece geç saatlerde evine baskın yapmışlar. Eşinin ve çocuklarının önünde başına çuval geçirip götürmüşler. Zindanda işkence etmişler, elektriğe vermişler. Şu an diz kapaklarında, ayaklarında ciddi hasar var. Tek suçu bana yardım etmekti… Ben ise sorguya alındım. 48 saat boyunca ne yemek, ne su, ne uyku… Sürekli ayakta, tehdit, hakaret, baskı… Sordukları hep aynıydı: Niçin Gazze’ye yardım ediyorsun? Kaç kez yurt dışına çıktın? Neden Gazze? Ve tehdit: Sizi burada öldüreceğiz. Cesetlerinizi kimse bulamayacak. Çocuklarımdan haber yoktu.
“GÖRDÜĞÜM MANZARAYI ÖMRÜMCE UNUTMAM”
Günler sonra temizlik görevlisi bir kadının yardımıyla eşine ve çocuklarına ulaşabildiğini aktaran Topkan, yaşadığı o anları şöyle anlattı:
“Kapalı, penceresiz bir yere alındım. Sonra çocuklarımın ağlama seslerini duydum… Yakında olduklarını anladım. Kapı aralığından temizlik yapan bir kadına yalvardım: Lütfen çocuklarıma yiyecek götür. Açlar. Ne olur. Biraz para verdim. Kabul etti. Gece yarısı geldi, beni çocuklarımın yanına götürdü… Gördüğüm manzarayı ömrümce unutmam: 4 metrekarelik karanlık bir odada eşim ve çocuklarım: Zeynep, Meryem, Ebubekir, Aksa… Açlıktan bitkin halde uyuyakalmışlardı. Çocuklarımı öptüm, sarıldım… Kek getirmiştim. Onlara verdim. Saldırır gibi yediler. Günlerdir açtılar… Yerde, pislik içinde yaşıyorlardı. Hijyen yok. Temizlik yok. Yere döküleni tekrar yiyorlardı. Karın ağrısı, ishal başlamıştı… Eşime Mısır polisi en ağır hakaretleri etmiş. Onları Allah’a havale ediyorum.”
“ORADAN ÇIKMAMIZ MÜMKÜN DEĞİLDİ”
Topkan, sürecin devletin devreye girmesiyle sonlandığını dile getirerek, “Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan Fidan’ın talimatı olmasaydı, oradan çıkmamız mümkün değildi” dedi.
“EĞER BÜTÜN BUNLAR BİR SUÇSA, BEN BU SUÇU İŞLEMEYE DEVAM EDECEĞİM”
Topkan, Gazze’ye yardım etmenin bir insanlık görevi olduğunu belirterek, “Bu özgürlüğü önce Allah’a, sonra mücadele veren kardeşlerimize ve devletimize borçluyuz. Ve şunu da söyleyeyim: Benim orada olmamın tek nedeni Gazze’ydi. Eğer bütün bunlar bir suçsa, ben bu suçu işlemeye devam edeceğim. Çünkü Gazze’ye yardım etmek suç değil, onurdur. Bugün hâlâ benim yerimde olan, aynı zindanlarda çürüyen kardeşlerimiz var Mısır’da. Biz çıktık, ama orası hâlâ dolu… Kıyamet gününü sabırsızlıkla bekliyorum. O zalimlerle karşılaşıp ‘bu acının hesabını şimdi verin’ demek için… Unutmayalım: Birinin derdiyle dertlenmek, onun yükünü omuzlamak bir imtihandır.”
0 Yorum