Türkiye’deki mayınlı arazilerin temizlenmesi hem insani güvenlik hem de tarımsal üretim açısından yıllardır gündemdeki yerini koruyor. Özellikle sınır bölgelerinde bulunan mayınlı alanlar, siviller için büyük bir tehlike oluştururken, verimli toprakların atıl kalmasına da neden oluyor.
Bu kapsamda faaliyet yürüten “Mayınsız Bir Türkiye Girişimi”, hem mayın temizliği sürecini hem de bu alanların gelecekte nasıl değerlendirileceğini mercek altına alıyor. Bu kapsamda Şanlıurfa’da da sınırlarda mayınlardan arındırılan toprakların nasıl değerlendirileceği ve bu alanların bölge halkının refahına nasıl katkı sağlayacağı gibi sorular bugün hala yanıt bekliyor. Girişim Koordinatörü Muteber Öğreten, Şanlıurfa’daki temaslarının ardından konuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
“TEMİZLENEN TOPRAKLAR HALKIN İHTİYAÇLARI DOĞRULTUSUNDA KULLANILMALI”
2006-2007 yıllarında Suruç ve Akçakale’de toplantılar düzenlediklerini anlatan Öğreten, şunları kaydetti: “Genelde mayın mağdurlarının katıldığı toplantılarda yaşananları dinledik, sorunları, ihtiyaçları ve devletten beklentilerini not aldık. 2009’da, Meclis’te mayın yasağı sözleşmesi gereği toprakların temizlenmesine ilişkin bir ihale açıldı. Bu sürece bölgedeki mağdurların da dahil edilmesini sağladık. O toplantıya yaklaşık 60 mayın mağduru katıldı. Milletvekillerinin, medyanın ve bakanların dikkatleri bu noktaya çekildi. Ancak tüm bu çabalara rağmen somut adımların yetersiz kaldığını vurgulayan Öğreten, “2004’ten bu yana yürütülen çalışmaların yeterli düzeyde olmadığını gözlemliyoruz. Özellikle bazı alanlarda hala etkili temizlik yapılmadığını söyleyebiliriz”
“MAYINSIZ ALANLAR NASIL DEĞERLENDİRİLECEK?”
Şimdilerde sınır geçişlerinde mayın kaynaklı ölüm ve yaralanmaların azaldığını belirten Öğreten, “
İnsani mayın temizliği sonucunda, tamamen insani bir sözleşmeye bağlı olarak, temizlenen alanların kullanımına ilişkin planlama yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“BU ALANLARIN TARIMSAL ÖNEMİ PROGRAMLI ŞEKİLDE ELE ALINMALI”
Öğreten, mayınlı alanların tarımsal önemi, istihdama katkısı ve ekonomik getirisi gibi konuların, programlı şekilde ele alınması gerektiğine değinerek şunları aktardı:
“Bu alanların tarımsal önemi, istihdama katkısı ve ekonomik getirisi gibi konular, artık programlı şekilde ele alınmalı. Temizlenen arazilerin nasıl tarıma açılacağı ve kullanıma sunulacağı üzerinde duruluyor. Bazı alanların kamusal alanda kamulaştırıldığı, bazılarının ise halen özel mülkiyette olduğu biliniyor. Bu nedenle, kamusal alanların mayından temizlenip kullanıma açılmasında öncelikler belirlenmeli. Hangi ürünlerin yetiştirileceği, nasıl bir tarım yapılacağı, ekonomik katkıları ve istihdama etkisi gibi konuları görüşmek üzere sınır bölgelerindeki yerel yönetimlerle toplantılar gerçekleştiriyoruz.”
“VERİMLİ GÖRÜŞMELER GERÇEKLEŞTİRİYORUZ”
Bu amaçla sınır bölgelerindeki yerel yönetimlerle görüşmeler yaptıklarını aktaran Öğreten, “Suruç Belediyesi ile çok verimli bir toplantı gerçekleştirdik. Buradaki temel amaç, yerelin ihtiyaçlarını gözeterek sürdürülebilir bir program oluşturmak. Geçen yıl Meclis’te yaptığımız görüşmelerde, milletvekillerinin de bu sürece sıcak baktığını ve destek olacaklarını gördük. Umarım mayınlı alanların temizliğinden sonra bütün bu topraklar buradaki insanların talepleri doğrultusunda kullanıma açılır. Ve onların istediği şekilde sonuçlanır “İfadelerini kullandı.
0 Yorum